Resimde gördüğünüz yüzü boyalı adam artık o eskiden tanıdığımız Gregory House değil. Öncesinde haplarıyla karşımıza çıkardı ya da gitar gibi tuttuğu bastonuyla, yüzü ön planda olurdu. Bugün onun tanıtımı için kullanılan resme baktığımızda gördüğümüz şey ancak bir palyaço.
House'un öyküsünü Amerikalılar televizyonlarından, bizler internet sitelerinden, torrent'lerden takip etmeye başlayalım 6 yıl oldu. 2005 ile 2011 yılı dünyası arasındaki mesafe pek de kısa değil. Hiçbirimiz 2005'deki halimize çok yakınlarda değiliz. Değişim kaçınılmaz, değişim gerekli, değişim güzel.
İnsanlar şüphesiz değişmekte özgürler. Herkes, istediği her şeye dönüşmekte özgür. Bu konuda bırakın üçüncü şahısları, ikinci şahıslara dahi söz düşmüyor. Pek tabii bizlerin ikinci şahıslar olarak yakınımızdaki, tanıdığımız, sevdiğimiz insanların değişimleri ile ilgili yargı değil ama yorum yapabilmeliyiz.
House'un yolculuğundaki en talihsiz şey kendi kaderine yön veremeyişi. House'un ne olduğunu yazı yazan insanlar belirlemişti. Uyuşturucu bağımlısı, yalnız ve hasta bir doktor. Bu doktoru insanların önüne attılar. Zamanla bu doktorun ne yaşayacağını, neye dönüşeceğini insanlar yani izleyici beklentisi yönlendirir oldu.
Yapımcılar insanların ilk baştaki gördükleri, sevdikleri House'u onlara vermedi. Artık insanlar kendi House'larını görmek istiyorlardı. İnsan kalabalıkları onu kendilerine benzetmeye çalıştılar. Akılları sıra onun yanlışlarından dönmesinde ona yardımcı olmak istediler. Oysa House, insanlara reklam seyrettirebilmek için yaratılmış bir karakterdi. Keşke bıraksalardı da House kendi bildiği gibi devam etseydi. Böyle paylaço'ya dönmeseydi.
Sıkılıp şehri terk etseydi. Suç işleyip hapse girseydi. Doktorluk lisansını dahi kaybedebilirdi. Uyuşturucuyu bırakmasaydı. En azından House'u insanileştirme projesi kapsamında olmasaydı. Dizinin gediklisi kadın ve onun çocuğuyla birlikte olmasaydı. yine hayat kadınlarıyla takılmalıydı. House buydu ve biz onu böyle sevmiştik.
Çok fazla insanın sevdiğine reva gördüğü muameleyi biz de ona yaptık. Onu sevdiğimiz hali ile bırakmadık. Onu bulduk. Sevdik. Sonrasında beynimizde yarattığımız hayali insana dönmesini bekledik. Hayallerimizin bu dünya için ne kadar gerçeklikten uzak olduğunu, koca bir hayatın çok küçük bir kısımı kavrayan beyinlerimiz ile ürettiğimiz hayallerin gerçek dünyaya transfer olurken daha yollarda kırılacağını akıl edemedik. Ona kendisi olması için izin vermedik. Bizim House'umuz sadece bir palyaço. Birinci sezonda görüp sevdiğimiz House bu adamı görse diyeceği şeyi tahmin etmek çok basit;
"You're and idiot!.."
Birinci sezonu özleyenler için, Hava Nagila eşliğinde;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder